scispace - formally typeset
Search or ask a question
JournalISSN: 2636-8439

Hemşirelik bilimi dergisi 

Hemsirelik Bilimi Dergisi
About: Hemşirelik bilimi dergisi is an academic journal published by Hemsirelik Bilimi Dergisi. The journal publishes majorly in the area(s): Medicine & Internal medicine. It has an ISSN identifier of 2636-8439. Over the lifetime, 30 publications have been published receiving 3 citations. The journal is also known as: Journal of nursing science.

Papers
More filters
Journal ArticleDOI
TL;DR: In this article , Tüm dünyada yaygın olarak görülmesi, şiddet uygulanan tarafta geri dönüşü olmayan hasarlara neden olması, insan haklarını ihlal etmesi.
Abstract: Şiddet tüm toplumlarda var olan ve gün geçtikçe giderek artmaya devam eden bir gerçekliktir. Tüm dünyada yaygın olarak görülmesi, şiddet uygulanan tarafta geri dönüşü olmayan hasarlara neden olması, insan haklarını ihlal etmesi, gerek toplumsal gerek bireysel düzeyde birçok soruna yol açması nedeniyle çok yönlü olarak ele alınması gereken bir sağlık sorunudur. Temeli insanlık tarihine kadar dayanan şiddet, varlığını hala devam ettirmektedir. Dünya üzerinde daha sıklıkla kadınların, ülke, etnik köken, din, ekonomik ve sosyal statü ayrımı olmadan toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kaldığı bilinmektedir. Şiddet üzerine yapılan çalışmalarda, genel olarak kadınların şiddet mağduru olduğunu, erkeklerin ise şiddeti uygulayan (fail) olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’nin sosyokültürel yapısı gereği sahip olduğu ataerkil yapı, kadın şiddetinin hazırlayıcısı ya da sebebi olabilmektedir. Nitekim, son zamanlarda içinde bulunulan pandemi sürecinde virüsten korunmada en güvenli tedbir olan evde izolasyon, şiddete maruz kalma olasılığı yüksek olan kadınlar için güvenli mekanlar olmamakta ve ev içi şiddete maruz kalma riskini daha da arttırmaktadır. Kadının yaşam hakkını tehdit eden bu riskli durumu erken evrede tespit etmek ve müdahale etmek için bu durumu hazırlayan ve tetikleyen etmenlerin belirlenmesi gerekmektedir. Bu özden hareketle, bu bilimsel yazıda, şiddete uğrayan ve şiddet uygulayan birey özelliklerinden söz edilecektir.

3 citations

Journal ArticleDOI
TL;DR: Giriş et al. as discussed by the authors proposed a kriterlerine göre en fazla görülen bağırsak hastalıklarının fonksiyonel abdominal şişlik/gerginlik (%43.4 iken, %67.3 iken; günlük meyve tüketimi ve ekonomik durumla ilişkili olduğu tespit edilmiştir.
Abstract: Giriş: Yetişkin bireylerin Roma IV tanı kriterlerine göre bağırsak hastalıklarının demografik özellikleri ve bazı sağlık/hastalık özelliklerinin belirlenmesi, bağırsak hastalıklarının temel özelliklerini değerlendirmektir. Yöntem: Tanımlayıcı türdeki araştırmaya 18 yaş ve üzeri olan, en az 6 aydır gastrointestinal semptomları devam eden 333 birey katılmıştır. Veriler google form aracılığıyla Haziran 2020- Şubat 2021 tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırmanın yürütülmesi için etik izin ve katılımcı onayları alınmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan bireylerin yaş ortalaması 37.0±11.5; %62.2’si kadındır. Katılımcıların günlük 1-2 porsiyon meyve tüketenlerin oranı %69.7’dir. Bireylerin %41.1’i en az bir kronik hastalığa sahipken, %30’unun sürekli kullandığı en az bir adet ilacı vardır. Düzenli fiziksel aktivite yapanların oranı %23.4 iken, %67.3’ünün kullandığı tuvalet şekli alafrangadır. Sonuç: Roma IV tanı kriterlerine göre en fazla görülen bağırsak hastalığının fonksiyonel abdominal şişlik/gerginlik (%43.8) olduğu; bağırsak semptom sayısının bağırsak hastalıkları, günlük meyve tüketimi ve ekonomik durumla ilişkili olduğu tespit edilmiştir.

1 citations

Journal ArticleDOI
TL;DR: In this paper , a cross-sectional study was conducted to determine the relationship between nurses' perceived risk of COVID-19, knowledge, use and attitudes of complementary and alternative medicine practices during the pandemic.
Abstract: Background: The study aimed to determine the relationship between nurses’ perceived risk of COVID-19, knowledge, use and attitudes of complementary and alternative medicine practices during the pandemic. Methods: The cross-sectional research was conducted between February 2021 and March 2021 in a training and research hospital in Turkey. The sample consisted of 250 nurses who volunteered to participate in the study and met the inclusion criteria. The data were collected with the Personal Information Form, the Attitudes Towards Holistic Complementary and Alternative Medicine Questionnaire, and the COVID-19 Perceived Risk Scale. The Mann Whitney U test, Kruskal Wallis test and Spearman’s correlation test were used for data analysis. Results: The mean age of the participants was 31.17±7.65. The mean scores of Holistic Complementary Alternative Medicine Questionnaire of the participants who used complementary and alternative medicine practices to protect themselves against COVID-19 were significantly lower than the mean scores of the participants who did not use (Z=3851; p=0.018). No statistically significant correlation was found between the mean scores of Holistic Complementary Alternative Medicine Questionnaire of the participants and the COVID-19 Perceived Risk Scale (p > 0.05). Conclusion: The study revealed that the perceived COVID-19 risk level of the nurses was above the average and the level of knowledge about complementary and alternative medicine practices was low. It also determined that the nurses’ perceived risk of COVID-19 and their attitudes towards complementary and alternative medicine practices were not related to each other.

1 citations

Journal ArticleDOI
TL;DR: Amaç et al. as mentioned in this paper presented a veriler sosyo-demografik veri formu ve Meme Kanseri Korku Ölçeği ile toplanmıştır.
Abstract: Amaç: Bu çalışmanın amacı birinci derece yakını meme kanseri olan kadınların meme kanseri korkusunun erken tanı davranışları üzerinde etkisini belirlemektir. Yöntem: Veriler sosyo-demografik veri formu ve Meme Kanseri Korku Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS 21.00 programı kullanılmıştır. Bulgular: İlerleyen yaşla birlikte meme kanseri korkusunun azaldığı belirlendi (p<0.05). Ortaokul mezunu olan kadınların meme kanseri korkusu ölçeğinden aldıkları puanlar ilkokul mezunu olan ve okuryazar olmayan kadınların meme kanseri korkusu ölçeğinden aldıkları puanlara göre daha yüksek olduğu görüldü (p<0.05). Annesi meme kanseri olan kadınların meme kanseri korkusu ölçeğinden aldıkları diğerlerine göre daha yüksek olduğu görüldü (p<0.05). Menopozdaki kadınların meme kanseri korkusunun daha yüksek olduğu belirlendi (p<0.05). Kadınların %57.4’ü yüksek düzeyde meme kanseri korkusu yaşadığı ve meme kanseri korkusu ile kadınların erken tanı davranışları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmadı (p<0.05). Sonuç: Çalışmamıza katılan kadınların meme kanseri korkusunun orta düzeyde olduğu, bu durumun kadınların erken tanı davranışlarını etkilemediği belirlendi.

1 citations

Journal ArticleDOI
TL;DR: Tanımlayıcı tipte olan bu çalışma, 2018 yılında özel bir hastanenin kemoterapi ünitesinde yapıldı as discussed by the authors .
Abstract: Amaç: Bu araştırma, kemoterapi hastalarına bakım veren aile üyelerinin yaşam kalitesini belirlenmek amacıyla yapıldı. Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan bu çalışma, 2018 yılında özel bir hastanenin kemoterapi ünitesinde yapıldı. Çalışmaya kemoterapi tedavisi gören 120 hastanın aile üyesi katıldı. Veriler “Hasta Yakınlarını Tanıtıcı Bilgi Formu’’ ve “Aile-Yaşam Kalitesi Ölçeği’’ ile toplandı. Bulgular: Bakım verenlerin %55.8’nin kadın, %82.5’inin evli, %61,7’sinin çalışmadığı, %55’inin eşler olduğu belirlendi. Aile üyelerinin fiziksel sağlıklarının kötü olmadığı, psikolojik durumları ve ekonomik etkilenme durumlarının orta düzeyde olduğu tespit edildi. Tanıya yaklaşımlarına bakıldığında, endişe verici ve üzücü olarak ifade ettikleri görüldü. Yaş, eğitim, medeni durum, meslek, çocuk sahibi olma değişkenlerinin aile –yaşam kalite düzeylerini etkilemediği belirlendi. Kadın bakım vericilerin yaşam kalitelerinin ve duygusal yaklaşımlarının daha kötü olduğu, çalışanların ekonomik olarak daha çok etkilendiği saptandı. Hastayla olan ilişkisi olumsuz etkilenen aile üyelerinin fiziksel sağlıklarının daha çok bozulduğu görüldü. Hasta yakınlarının %58’i bakım sürecinde sağlık personellerinden destek almak istediklerini ve %49,2’si bunu telefon ile almak istediğini belirtti. Sonuç: Araştırmanın sonucunda, bakım veren aile üyelerinin yaşam kalitesinin, orta düzeyde etkilendiği belirlendi.
Performance
Metrics
No. of papers from the Journal in previous years
YearPapers
20236
202227